TEKASÜR / ÇOKLUK YARIŞI SURESİ

İniş Sırası: 16 • Mushaf Sırası: 102 • Mekki Sure • 8 Ayettir

Rahmân Rahîm Allah’ın Adıyla

1. Çoğaltma tutkusu sizi oyalayıp durdu,[*]

Tekâsür terimi, “çoğaltma için ihtirasla çırpınma”, yani taşınır veya taşınmaz, gerçek veya hayalî kazançları arttırma ihtirası anlamına gelir. Yukarıdaki bağlamda bu terim, insanın, daha çok konfor, daha fazla maddî servet, insanlar veya tabiat üzerinde daha güçlü otorite ve kesintisiz bir teknolojik ilerleme için çırpınma saplantısını ifade eder. Bu çabaların, başka her şeyi dışlayan bir şekilde aşırı bir tutku ile sürdürülmesi, insanı her türlü ruhî kavrayıştan ve dolayısıyla tamamiyle manevî/ahlakî değerler üstüne kurulmuş herhangi bir sınırlama ve kısıtlamayı kabullenmekten alıkoyar -ve sonuçta yalnız bireyler değil, bütün bir toplum iç tutarlılığını ve dengesini ve böylece her türlü mutluluk şansını yavaş yavaş yitirir. (Muhammed Esed Tefsiri)

2. Ta ki ölüp kabirlere girinceye kadar.
3. Ama, zamanı geldiğinde anlayacaksınız![*]

[*] “Onlardan (yanlış yolda olanlardan) birine ölüm geldi mi şöyle der: “Rabbim! Beni geri çeviriniz.Terk ettiğim dünyada belki iyi bir iş yaparım.” Hayır, asla! Bu onun söyleyeceği (boş) bir sözdür. Önlerinde yeniden dirilecekleri güne kadar bir engel vardır.” (Müminun 23/99-100)

“Bunlar Kitabın uyarılarının gerçekleşmesinden (tevilinden#) başka ne bekleyebilirler? Uyarıların gerçekleştiği gün, evvelce onu unutmuş olanlar şöyle derler: “Rabbimizin elçilerinin getirdikleri doğruymuş! Bize şefaat edecek kimse# yok mu? Varsa şefaat etsinler. Geri gönderilsek de yapıp ettiğimiz işlerden başkasını yapsak, o da olur.” Onlar kendilerine yazık etmiş kimselerdir. Uydurdukları şeyler de kaybolup gitmiştir.” (Araf 7/53) (Süleymaniye Vakfı Tefsiri)

4. Evet, evet! Zamanı geldiğinde anlayacaksınız!
5. Keşke bunu kesin bir bilgiyle bilseniz.
6. Cehennemi görürdünüz.[*]

Zımnen, “kendinizi şimdi içinde bulduğunuz” -yani, temelden yanlış bir hayat tarzının oluşturduğu “yeryüzü cehennemi”: insanın doğal çevresinin sürekli olarak tahrip edilmesine ve ölçüsüz, sınırsız “ekonomik büyüme” hedefinin, bütün ruhî ve dinî yönelişlerin izlerini tamamen kaybetmek üzere bulunan insanlığa empoze etme durumunda olduğu -ve günümüzde fiilen empoze ettiği- düş kırıklığı, mutsuzluk ve şaşkınlığa bir işaret. (Muhammed Esed Tefsiri)

7. Sonunda onu keskin bir gözle[*] mutlaka göreceksiniz:

Yani, öteki dünyada, kişinin geçmiş fiillerinin gerçek mahiyetini ve insanın hayatın nimetlerini (ne‘îm) yanlış ve müsrifçe kullanarak kendi başına açtığı kaçınılmaz azabı doğrudan ve berrak bir şekilde kavrayarak. (Muhammed Esed Tefsiri)

8 Nihayet o gün size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz![*]

“Nimetler” yani kendilerinden zevk almanın sizi dinden ve dinî sorumluluklardan alıkoyduğu eğlence ve nimetler (sorulacak size…). Şayet “İnsanın hesaba çekileceği ve bu yüzden azarlanacağı nimetler nelerdir? Zira hiç kimse yoktur ki onun nimeti olmasın!” dersen şöyle derim: Bu, bütün bir amacını lezzetleri doyasıya yaşamaya bağlayan, sadece nefis şeyler yiyip kaliteli elbiseler giymek için yaşayan, vakitlerini sırf eğlence ve şenliğe tahsis eden; bilgi ve ameli önemsemeyip bunların zorluklarına katlanmayan kimselerin sahip olduğu nimetlerdir. Fakat Allah’ın nimetlerinden; O’nun tamamen kulları için yarattığı rızıklardan yararlanan ve bunlar sayesinde ilim öğrenip, bununla amel etmeye muktedir olan ve bunun şükrünü yerine getiren kimseye gelince, o bundan uzaktır. Nitekim Peygamber’in (s.a.); kendisi ve ashabı bir miktar hurma yiyip, üzerine su içmelerini müteakip; “Bizi yedirip içiren ve Müslüman kılan Allah’a hamdolsun!” [ Ebû Dâvûd; “Et‘ıme”, 53; Tirmizî; “De‘avât”, 16] dediğine dair rivayet de buna işaret eder. (Zemahşeri Tefsiri)